Bu içinde "sen" geçen cümlelerimin en "sonuncusu" olacak diyerek başlıyorum hep, her kalemime dokunduğunda elim..
Ne "Sen" siz oluyor, ne "Son"suz...
"Hadi artık git istersen."
Fikrimden, düşüncemden, bütün mazimden, geleceğimden, "Ben" den, "Biz" den.
Artık tek başıma yazmalıyım kendi hikayemi. Kendim koyup noktalarını, kendim silmeliyim virgüllerini.
Tüm cümlelerimin öznelerinden silinmeli adın, yüklemlerininse "miş" li geçmiş zamanında kalmalı yaşanan her şey.
Ben çoktan geçtim "Biz" den..
"Sen de artık git istersen.."
Ben yokluğunu daha ağır zannederken, yıllardır, yollardır, oysa ki varlığın daha ağırmış bana.
Günlerdir sözcükler düğümleniyor boğazımda, tıkanıyor nefesim.
Herkese, herşeye sustum ama, bilsen öyle zor ki susmalar sana.
kimselere anlatamamak içinden geçenleri, sıkışıp kalmak soyutlanmış bir zaman diliminde, bunca kalabalığın arasında yalnız, yapayalnız hissetmek kendini..
O kadar sessizce bitiyorum ki, sesimin yankısı kırıyor tüm bedenimi.
"Şimdi sen de git istersen..."
Hıçkırıklara boğulsun bu şehir ardından, hırçınca sahile vursun dalgaları denizin, tüm kaldırım taşları şahit olsun gidişine..
Çığlıklar atsın omzuna yaslanıp, bir buruk hüzün, bir kaç damla gözyaşıyla dinlediğim bütün şarkılar..
Kaybolsun gökyüzünün mavileri, hiç bitmesin soğuk, efkarlı gecem.
Yıldızlar birer birer düşüp semadan, yitirsinler ferlerini.
Ben çıkıp kendi hayatımın içinden, sessizce, sakince, hiç yokmuşum, hiç olmamışım gibi karşıdan izleyeyim sadece bütün olan biteni..
Aldırma sitemlerime, gözyaşlarıma. Bakma ardına..
"Sen de şimdi, git istersen" ALINTI
|
|
|
| |
|
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.